Basında ilginç bir haber vardı,

Antalya’da Ahmet Akyüz devamlı tıraş olduğu berbere yine gitmiş,

hepimizin yaptığı gibi başlamış ‘berberle muhabbet’e,

sağdan soldan konuşmuşlar,

Ak Parti’nin kapatılması ile ilgili ‘geyik’ yapmışlar...

Akyüz demiş ki,

“11 kişi ülkenin kaderiyle oynuyor”

Anayasa Mahkemesi’ni eleştirmiş...

Bunu yaparken, yanında biri varmış, onu fark etmemiş,

Kimi?

Savcıyı....

Sonuçta ne olmuş?

Savcı konuşulanları dinlemiş ve adama hapis cezası verdirtmiş...

*

-Abi nasılsın?

-İyiyim, ya sen?

-Bende iyi...

-Abi nasılsın?

-İyiyim ya sen?

-Bende iyi...

-Abi nasılsın?

-iyiyim ya sen?

-Bende iyiyim...

-Abi nasıls....

-Ya yeter! hep böyle mi konuşacağız?

-Ne yapmamı bekliyorsun, yakınımızda ya savcı varsa?

-Ne bileyim, suç olmayacak başka kelimelerde türetelim...

*

Ortalıkta tecavüzcüler kol geziyor...

Gasp almış başını gidiyor...

Organ mafyası faaliyette...

Terör örgütü siperde...

Üniversitelere “salyalı terör kışkırtıcıları” girmiş...

Keyif için adam öldürülüyor...

Mafya babaları tahliye ediliyor...

İşgüzar savcımız ise berberde, muhabbete üçüncü kişi oluyor...

*

Polislik asaletli kişilerin işi,

Askerlikte öyle,

Doktorluk,

İtfaiye eri olmak, ormancı olmakta...

Çöpçüler en kutsal görevi yaparlar...

Savcı olmak ise bambaşka asalet ister,

görevi; toplumu pisliklerden arındırmaktır,

berber muhabbetlerinde suçlu(!) aramak değil...

Merak ediyorum;

aynı ‘savcı’ şimdiye kadar kaç magandayı “toplum huzurunu bozuyorsunuz” diye şikayet etti...

*

Haşim Kılıç’a bu memlekette ,

‘Terörist’ dediler,

‘Hain’ dediler,

‘Şeriatçı’ dediler,

‘Bölücü’ dediler...

Türkiye’nin en güçlü hukukçusuna yapıldı bunlar...

Ama

Kılıç kimseyi kolundan tutup hapse attırmadı...

İşte hem ‘adam olmak’, hem ‘büyük adam’ olmak böyle bir şeydir...

Bilmeyenler öğrensin

Esenkalın....