Bu Pazar, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimi var. Bu seçimlerde, nerdeyse, 14 bin hâkim ve savcı oy kullanacak. Sonuçları tüm ülkeyi ilgilendiren bir kritik bir seçime daha tanık olacağız. 12 Ekim 2014’te yapılacak olan seçimin sonuçları ne olursa olsun, yargıda reform ihtiyacı devam ediyor. Seçim günü yaklaştıkça, HSYK’nın iktidar çatışmasının bir cephesi haline geldiği görülmektedir. Güç odakları arasında yaşanan bu çekişme, ülkemizi germekte, toplumu kutuplaştırmaktadır.
Anayasal sistemin kilit taşlarından birisi olan HSYK, ülkemizdeki cari demokratik denge ve denetleme sisteminin en önemli organlarındandır. Hesap veren ve denetlenebilir bir yargı yapısının oluşturulması, hakim ve savcıların hem kurumsal hem de fiziksel ortam olarak birbirlerinden ayrılmaları, hâkimlik ve savcılık mesleklerinin bağımsız konumlarının güçlendirilmesi için şart. HSYK seçimlerinde çoğulculuğu engelleyen ve dolayısıyla bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerini zedeleyen fiili çarşaf liste uygulamasına son verilmelidir.
Yargı, siyasi rekabet sahası olarak görülmemeli ve rövanş mantığıyla kullanılmamalıdır. Devletin üç temel gücünden biri olarak, bağımsız, tarafsız ve saygın konumunu korumalıdır.
Siyasi partilerin ve yargı camiası dışındaki grupların, yargı organlarını kontrol etme iştahı, toplumdaki adalet duygusunu zedelemektedir. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanması için gerekli mekanizmalardan biri olan serbest seçimleri sabote eden beyan ve uygulamalar, seçim sonuçlarına da gölge düşürmektedir. Oy kullanma hakkına sahip yargı mensuplarının baskı altında kalmasına yol açan ve seçim sonuçlarını tartışmalı hale getiren siyasi beyan ve yaklaşımların negatif iz ve etkilerinin çabuk atlatılması dileğiyle, sonuçların yargı camiası ve memleketimiz için hayırlı olmasını diliyoruz.