Üç kitap aldı raftan,
Hasan-Hüseyin…
Aleviler…
Diğerini hatırlamıyorum…
*
Sordum,
“Memleket neresi?”
“Tunceli” dedi…
Tam kitapları alıp gidiyordu ki,
sohbet ortamı oluşturmak için,
“PKK ne alemde oralarda” dedim…
*
Yaklaşık bir saat sürecek olan muhabbetin,
temelini atmıştım…
*
Doğu bölgesinde,
yol yapımında çalışan biriymiş kendisi…
Çok yer gezmiş…
Teröristlerle çok karşılaşmış…
*
Özetle bana şunları söyledi:
“Biz her ne kadar mağdur bir bölgede yaşıyorsak da,
Laik Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlıyız.
Kaymakam olamayan, vali olamayan arkadaşlarımız;
şu an ‘arıcılık’ yapıyor olsa bile…”
*
Bir ayrıntıya daha girdi,
“PKK Kuzey Irak’tan gelip,
Tunceli’nin coğrafi yapısı sayesinde
oralarda barınıyor…
Aynı şeyi Gaziantep’te yapamıyor,
çünkü oranın yapısı teröre elverişli değil…”
*
Ve can alıcı ifade,
“Tunceli’de yüzde 1 olan BDP(PKK) sempatizanı bugün,
yüzde 10 olmuştur…”
“Neden?” diye sordum,
“Fakir çocukları kandırıp,
‘Sürünmeyin buralarda, gelin dağda bize çalışın,
arkamız güçlü; Devlet sizi korumaz ama biz sizi koruruz,
para da veririz’ diyorlar”
*
Demek istiyor ki Tuncelili vatandaş,
“Biz devlete bağlıyız,
PKK’yı o bölgede istemiyoruz.
Ama PKK halkımızı kandırıyor”
*
Tunceli’de uygulanan,
‘Vekil kaçırma olayı’ da,
Senaryonun bir parçası…
Tam bir 12 Eylül versiyonu…
*
“Olur mu, 12 Eylül öncesiyle alakası var?”
diyorsunuz değil mi.
Bal gibi var…
O dönem solcuların elindeki Kaleşnikofları kim veriyordu?
‘Salı Pazarı’ndan mı alıyorlardı…
*
Amaç;
geçmişte, SSCB’nin Hedefi, örgüt liderlerini kullanarak,
ülkemizi sömürge haline getirmekti…
Bugün de taşeron PKK,
Türkiye’yi sömürgecilere teslim etmeye çalışıyor.
*
Peki, çare nedir?
Çare, 1920 Ruhuna geri dönmek
Ve
1930’u yaşamak…
*
1930?
….
Resimlere bakın anlarsınız…
-
Sağlıcakla kalın…