1990 öncesi...
bir taraftan gazeteden kazandığım ücretsiz
bilgisayar kursuna gidiyor,
diğer taraftan da lüks bir otelde çalışıyordum,
"belboy" olarak...
Yani müşterilerin çantasını taşıyan kişi...
*
Bir gün barmen işe gelmedi.
Benden içki servisi yapmamı istediler.
Barmenin nasıl çalıştığını az çok biliyordum.
Hiç sorun yaşamadan servisi yaptım...
*
İkinci gün barmen yine yoktu.
Servisi ben yaptım...
*
Belboyluk yaparken,
alt katta bize ayrılan wc vardı.
orayı kullanırdık.
o gün aşağı gitmedim.
Turistlerin kullandığı otelin tuvaletine girdim....
*
WC'den kapıyı açıp çıktığımda,
yüzüme inen sert bir yumrukla irkildim...
Bana yumruk atan otelin müdürüydü...
Tuvalete girmeme o kadar sinirlenmişti ki,
yerinde duramıyordu...
bağırıyordu,
"Sen nasıl olurda turistin girdiği tuvalete girersin!" diyordu.
*
O gün den sonra işten ayrıldım...
*
Gelelim Gezi Parkı'nda polisten kaçıp,
otellere sığınan göstericilere...
*
Ey aklını peynir ekmekle yemiş kişiler!
Ey at gözlüğünü çıkaramamış vatandaşlar!
*
Sanıyor musunuz ki,
bu oteller sizi "Allah rızası" için içeri aldı...
*
Sanıyor musunuz ki,
oteller sizin yüzünden zarara uğradı.
*
Hiç öyle sanmayın!
*
Dış bağlantılı otelin, dış bağlantılı
"para akışı" sizin içeri girmenize müsaade etti.
*
Eğer öyle olmasaydı,
bırakın "üstü başı yırtık" oraya girmeyi,
üzerinize kola dökülse,
o otellere giremezdiniz....
*
Hele hele;
tuvalete girmek şöyle dursun,
kapıdan içeri alınmazdınız...
*
Bana inanmazsanız,
buyurun;
ortalık yatıştığında bir gidim bakalım,
o lüks otellere bir uğrayın...
Lavaboda elinizi yıkayabiliyor musunuz?
---
Sağlıcakla kalın...