“Ağaç kesilmesin” eylemi varsa,
“Hayvanlara kötü muamele edilmesin” eylemi,
“Betonlaşmaya hayır”,
“Kadına şiddete hayır”,
“Baskılara hayır” eylemleri varsa arkasındayım…
*
Gezi Parkı eylemlerini o yüzden destekledim.
Ve hâlâ destekliyorum.
“Topçu kışlası yapılmasın, ağaçlar kalsın” diye…
*
Peki , eylemler “teröre” dönüşürse,
O nu da mı savunayım?
Tabiî ki hayır.
*
İstekler farklılaşınca,
ifrata gidince “bravo” mu deyim?
*
“Nasıl yani?” diyorsunuz…
*
Şöyle:
Birinci gün “ağaçlar kesilmesin” şeklinde bağıranlar,
İkinci gün “kafayı çekmemiz kısıtlanıyor” demeye başladılar.
*
Çocuklarımız içki içemiyor! Kahrolsun hükümet!
*
Sahilde kafayı çekemiyoruz!
*
Meyhanelere denetim oluyor.
*
Metroda öpüşemiyor, sahilde çıplak dolaşamıyoruz!
*
THY’de kırmızı ruj sürdürmüyorlar,
Ayrıca verilen 4000 TL maaş az…
*
Geçmişte biz birilerini işten atarken, şimdi onlar bizi atıyor.
*
Ayrana hayır!
*
Köprüye hayır!
*
Havaalanına hayır!
*
Kanal İstanbul’a hayır!
*
Hükümet istifa!
*
Saçma sapan istekler olsa da,
tüm bunlar kamuflaj.
Asıl istemedikleri bilinç altındaki şey:
Cumhurbaşkanı’nın ve Başbakan’ın eşlerinin başörtülü olmaları…
Ama saklıyorlar…
*
Soruyorum,
Allah aşkına bu savunduklarınızdan,
Hangisi eme yarar?
*
Mantıklı tek bir şey,
Evet “tek bir şey” söyleyin,
Her gün destek yazısı yazayım…
*
Dolayısıyla,
Ben “Taksim’i destekliyorum” dedim.
Maksim’i değil…