2000’li yıllar…

Bir hâkim vardı…

Kastamonu - Araç ilçesinde…

*

Küfürbazdı..

En hafif küfrü,  ana- avrat olanıydı…

(inanmayan varsa arayıp bilgi alsın)

*

Bir zaman, köye keşfe gider bu hâkim…

Arazide köylüleri dinlerken…

Bir kadın izin almadan konuşmak ister…

Bizimki, yaşlı kadına, “or…u sus!” der…

Kadın neye uğradığını şaşırır…

Ve ağlamaya başlar…

*

Hakkında çok hikâye vardır bu hâkimin…

*

Hep küfür etmesiyle meşhur olmuştur…

*

Aslında…

Engellenemez bir yetkinin doğal sonucudur yaşanan…

Ancak…

“Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın”la büyüdüğümüz için,

Susarız hep…

Kimi zaman korkar…

Kimi zaman umursamayız…

*

Sonucunda hep biz zarar görürüz…

*

Geçmişte askerin sınırsız yetkisi,

ülkeyi nasıl felakete götürdüyse…

Yargının da görev harici tavrı, statükosu aynı şekilde,

ülkeyi felakete götürmekte…

*

Bu bilinçle…

Erdoğan’ın yanlışlara sert çıkması,

halk adınadır…

Halk menfaatinedir…

Yani…

Halkın sokaktaki isyanının kürsüye yansımasıdır…

*

Bugün eğer, Başbakan’ın oğlunu “canım istedi içeri alacağım” derseniz…

Yarın normal vatandaşı kimse koruyamaz…

Canı sıkılan, birini içeri atar…

*

“Efendim, Erdoğan daha önce “hoca”yı sahipleniyordu…  şimdi ne oldu da…”

Kardeşim, biri sana gelip, “bak benim rantıma dokunma… Dokunursan,

başına geleceklerden ben sorumlu değilim”  derse…

Ve ardından kapına polis yollarsa…

Ne düşünürdün?

“İstediğini yap” mı derdin?

“Devam et” mi derdin?

*

Daha önce yazdım…

Bu operasyonlar bir yıl önce yapılsaydı…

Kayıtsız şartız “Fetullah Hoca haklı” diyebilirdim…

Araştırmaya bile gerek duymazdım…

Çünkü o günlerde,

Ortada dershane sorunu yoktu…

STV Haberleri  “Sayın Başbakanımız” diye açılıyordu…

Bugün gazetesi “yağ fıçısına” batmıştı…

*

Diyeceğim o ki…

Seçilmişlerin dışında kim olursa olsun…

Kontrol edilmelidir…

*

Seçilmişleri kim kontrol edecek? derseniz…

“Sandık yakın”

70 milyonun kararı bir hâkimin kararından daha kötü olamaz…

---

SAĞLICAKLA KALIN…