Makale:
SANIK KENAN EVREN

12 Eylül davası devam ediyor…
10. duruşmada da vardım.
Gözlemlediğim bazı olayları sizinle kısaca paylaşacağım…
*
Biliyorsunuz,
Evren ve Şahinkaya mahkemede konuşmadılar.
İki “ ıh - mıh” dışında…
*
İlk gün iddianame okundu.
*
İkinci gün Tahsin Şahinkaya vardı
ama konuşmayan…
*
Üçüncü gün ise Evren…
Ve soru yağmuru arttı.
*
İki darbeciye de yöneltilen sorular aynı gibiydi.
*
Bir avukat,
“Sanık Evren,
Hırsızlık yaptınız mı” kabilinden sordu.
Cevap alamadı.
*
Başka avukat,
“Sanık Şahinkaya,
Rüşvet aldın mı” dedi.
*
Sorular baştan sona sanıkları aşağılayıcı türdendi.
Özellikle “sanık” ifadesini her sorunun başına koydular.
“Sanık Evren”
“Sanık Şahinkaya…”
*
Evren ve Şahinkaya ise ilkokul çocukları gibi,
azarlandılar, hakaret içerikli sorulara muhatap kaldılar.
*
Sordu avukatlar,
“Sanık Evren,
Pehlivanoğlu’nu neden astın?
Eren’i neden astın?
Kadınların göğsünde sigara söndürenleri neden korudun?” diye…
*
Ve devam ettiler,
“Bir ayakkabıcının ,
senden daha vatansever olabileceği hiç aklına gelmedi mi?”
*
Bir başkası,
“Sizin Cumhuriyeti koruma ve kollama göreviniz vardı,
Ele geçirme göreviniz yoktu.” Dedi.
Yine cevap alınamadı.
*
Genç bir bayan avukat Gökçesu Özgül,
“100 yaşını aşmış bir kadın evladını arıyor,
Siz aynı durumda olsanız ne yapardınız?”
Diye sordu.
*
Başka ilginç gelişmeler oldu mahkemede,
Yaşar Okuyan terk etti salonu,
yanımdan geçerken mırıldanıyordu,
“adamlara bak yatarak mahkemeye çıkıyorlar”
Okuyan kendi zamanında yatarak bile olsa sanık yapamamıştı,
Evren ve yandaşlarını…
Üstelik yargılanmasınlar diye referandumda “hayır” demişti.
*
Komikliklerde yaşandı.
Av. Senih Özay,
Evren’e,
“Ben sana ne sorayım?” dedi.
“Hukuk hep senden yana çıkıyor,
Verilen “hukuk adamı” ödülünü geri versinler diye dava açtım.
Hâkimler senden yana çıktı.
Nedir bu hâkimlerin sana sevgisi?” Diye sordu.
Başta mahkeme başkanı olmak üzere salonda gülüşmeler oldu.
*
Yanıma bir sivil polis geldi,
“Galiba görüntü aldığımı düşündüler” diye sanıp,
ani bir hareketle telefonumu cebime koydum.
Hâkim demişti zaten “görüntü alırsanız müeyyideyi uygularım” diye.
Yüksek sesle bağıran hâkimin sesi ile irkildim,
Meğer azarladığı yanımdaki sivil polismiş,
Baskın Oran’ın korumasıymış meğer…
salona silahı ile girmiş,
Hâkim sert bir ifade kullanarak polisi dışarı çıkardı.
*
Müdahil avukatlar genelde solcuydu.
Sağcı diyebileceğimiz avukat yok denecek kadar azdı.
Zaten konuşan sağcı bir avukata da rastlamadım.
Söz alanda iki kelime ya konuştu, ya da konuşturuldu.
*
Avukatlar mahkemenin uzamasını istercesine,
Konuşmalarını uzatıyor, abartıyorlardı…
Gereksiz yere mahkemeyi oyalıyorlardı:
“görüntüde sanık yok”
“kadraj ayarı iyi değil”
“sanığın yanında kimler var?”
Vs. vs.
*
Avukatlar işi şova dönüştürmeye başlayıp,
Gerekli, gereksiz yere kameralara demeç vermeye başladılar.
O an içimden şu geçti,
“keşke hukukçu olsaydım”
Çünkü sormaları gereken asıl soruyu hiçbir avukat sormadı,
İfadeler meselenin sadece yanından geçti…
Sormaları gereken asıl soru şuydu avukatların,
“Darbe yapmanızı gerektiren şartlar,
sizin tarafınızdan mı oluşturuldu,
yoksa o dönemin siyasetçileri tarafından mı?”
*
Ortada suçlular var.
Ama bu suçluların;
Evren mi,
Demirel mi, Ecevit mi, Türkeş mi
yoksa bunların dışında “dış güçler” mi olduğu belli değil.
*
Mahkemenin asıl konusu;
“terörün alt yapısı,
Ve tahrik mihrakları” olması gerekirken,
Avukatların genelde üzerinde durduğu şey,
“şuna neden işkence yaptın, bunu neden öldürdün” şeklindeydi.
*
Her kelimelerinde “sanık” diyerek,
Darbecileri rezil ettiler.
Ettiler etmesine de, bu iddianameden gereken cevap beklentisi,
asla ve asla bulunamadı ve bulunamayacak.
*
O dönemi aydınlatmak;
“Terörü sen mi yaptırdın, siyasetçiler mi, dış güçler mi?”
Sorusunun cevabında yatmaktadır.
Bunun muhatabı ise sadece
Evren ve Şahinkaya değil,
o dönemin sağ kalan siyasetçileridir.
*
Her zaman yazılarımda belirttim,
Darbeye karşıyım, karşıyım…
Ama şunun cevabını da birileri halka verebilmeli,
“11 Eylül’de kan gölü olan ülkede,
12 Eylül’de neden kimsenin burnu kanamadı?”
(işkenceleri ve idamları ayrı değerlendirirsek)
Ve şunun da cevabını aramalılar,
Siyasi partilerin binalarında,
Topun, tüfeğin ne işi vardı,
Bunları da mı Kenan Evren koydu oraya?
*
Sağlıcakla kalın…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner118

banner113