Makale:
Olay 14 Ekim 1998 de kıtalar arası bir uçuş esnasında gerçekleşmiş...

"Bir kadın, uçakta zenci bir adamın yanında oturuyordu. Durumdan rahatsızlığını belli edercesine, hostesten başka bir yer bulmasını istedi, zira öylesine antipatik birinin yanında oturamazdı. Hostes, ‘tüm uçağın dolu olduğunu, fakat birinci sınıfta yer olup olmadığına bakacağını’ söyledi.

Diğer yolcular şaşkınlık ve tiksintiyle olayı izliyorlardı, bu kadının sadece terbiyesizliğine değil, bir de birinci sınıfta yolculuğu devam edeceğine şahit oluyorlardı. Zavallı adamcağız çok kötü bir durumda olmasına rağmen cevap vermemeyi tercih etti. Bu yüksek tansiyondaki durumda kadın, birinci sınıfta ve o adamdan uzak uçabileceğinden tatmin olmuş, hostesin dönmesini bekliyordu.
Birkaç dakika sonra geri gelen hostes, kadına:
"Çok özür dilerim geciktim. Birinci sınıfta bir yer buldum… Bu yeri bulmak biraz zamanımı aldı, sonra yer değişikliği için pilottan izin almam gerekiyordu. 'Hiç kimse sorun yaratan bir diğerinin yanında oturmak mecburiyetinde tutulamaz' dedi ve bu izni verdi." Diğer yolcular kulaklarına inanamıyorlardı, bu esnada kadın da bir zafer kazanmış gibi yerinden kalkmaya hazırlandı.

Aynı anda hostes, oturmakta olan zenciye dönerek: "Beyefendi, sizi uçağın birinci sınıfındaki yeni yerinize götürmem için beni takip eder misiniz lütfen? Seyahat firmamız adına kaptan pilotumuz sizden böyle nahoş bir olay yaratan kimsenin yanında oturmak mecburiyetinde bırakıldığınız için çok özür diliyor." Tüm yolcular hep birlikte, bu olayı iyi bir biçimde sonuçlandıran uçak personelini alkışlayarak tebrik ettiler. O yıl, kaptan pilot ve hostes uçaktaki davranışlarından dolayı ödüllendirildiler. Aşağıdaki mesaj, tüm ofislere personelin görebileceği bir biçimde iletildi: "İnsanlar onlara ne söylediğinizi unutabilirler. İnsanlar onlara ne yaptığınızı da unutabilirler. Ama insanlar, onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar."

***

Başka bir olay Ankara’da yaşanıyor...

Yıl, 3 Ocak 2012...

Yer, Orduevi...

Özel bir sağlık aracı orduevi alanına girer,

Geliş amacı, rutin olarak yapılan yıllık sağlık kontrolü....

Araçta, Radyolog,

Doktor ve Şoför vardır.

Birde başka bir sağlık personeli,

ama başörtülü...

Nizamiyedeki yetkili, şoför mahallinde oturan kadını görünce paniklemiş,

aracın şoförünün yanına gidip,

“ bayan kesinlikle aşağı inmesin” demiş.

Sonuçta “bayan” arabada kalmış.

Ama...

Ama

Orduevinde kalanlar kadını araçta görünce heyecanlanmışlar,

kalabalık şekilde bahçeye inmişler...

Hayatlarında ilk kez böyle bir varlık görüyor gibilermiş.

İki gözü olan, burnu ve ağzı olan birini...

Şaşkınlıkla bakmışlar kadına...

Uzaylı bir yaratığa bakar gibi...

“Bu kadının içerde ne işi var?” diye söylenmişler..

Şoför açıklama yapmış:

“Efendim ilk olarak başka bir kuruma gitmiştik,

size geçerken de, başörtülü bayanı sağlık kurumuna bırakmayı unuttuk”, demiş...

gerginlik bu açıklamadan sonra bitmiş...

*

Son söz,

Şimdi bazı zavallı yorumcuların şöyle yazacağını biliyorum,

“Yalan söylüyorsun!”

“TSK’ ya iftira atıyorsun!”

“Asker düşmanısın sen!”

Bu yorumları yapmadan önce son sözümü okuyun,

“Askere düşman olan vatan hainidir”

Ama...

“Askeri halka düşman edenlerde vatan hainidir”

Ve en son söz,

“İleriki zamanlarda, bu ülkede hiç kimseye zenci muamelesi yapamayacaksınız...”

Esenkalın...

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner118

banner113