35 vatandaşımız hayatını kaybetti.

Üzüldük...

Üzülmeyen varsa insanlığını gözden geçirsin....

Ancak...

*

Ancak...

Öldürülenler “tarla”da öldürülmedi,

Ellerinde “tırpan” yoktu,

“Tırmık”ta yoktu...

Öküzle “çift”de sürmüyorlardı.

Peki ne yapıyorlardı?

“kaçakçılık...”

*

Nerde yapıyorlardı kaçakçılığı?

Yasak olan sınır bölgesinde.

Terörün kol gezdiği yerlerde.

Korkudan ıslık çalarak yürüdüğün,

taş düşse bomba sandığın yerde.

*

Soruyorsun köylülere,

“Ne yapıyorlardı orda?” Diye.

“Geçimini kaçakçılıkla (hırsızlıkla) sağlıyorlar,

başka yapacak işleri yok” Yanıtını alıyorsun.

Yani “haram” lokmayı çocuklarına,

eşlerine götürüyorlardı.

*

Diyeceksiniz ki,

“öldürülmelerine gerekçemidir?”

Tabiî ki değildir.

Demirtaş’ın dediği gibi,

“Katliam” vardır...

Peki,

Demirtaş evvel zaman içinde

Şunu da diyebildi mi,

“Hantepe’de katliam yaptık”

“Gediktepe’de katliam yaptık”

“İstanbul’da bomba sardık adamımıza,

Katliam yaptık”

“Ulus’ta sivil halka katliam yaptık”

Kızılay semtinde kan içtik...

Diyebildi mi?

Hayır...

Ama 35 kaçakçı yasak bölgede ölünce,

Katliamı yapan biz olduk...

*

Katırların heybesinde bomba olsaydı,

Ve bir karakolumuza saldırı düzenlenseydi,

medyamız şunu diyecekti,

“TSK’ da ihmal...”

“TSK heronlara rağmen uyuyor muydu?”

Aynen bunlar yazılacaktı...

Katırlarda “bomba” çıkmadı ama,

Lojistik destek vardı...

“Kaçak sigara, mazot...”

Parası nereye gidiyordu?

Yarısını kendileri,

Diğer yarısını da PKK alıyordu...

*

Kurtuluş savaşında Şerife Bacı,

Hayvanları mermi taşımak için kullanırdı...

Ama düşmana karşı...

Bazı kandırılmışlarda bugün,

Katırlarla mermi taşıyorlar...

Ama dosta karşı...

*

Başta dedim.

Üzüldüm ölen köylüler için,

Hele birde gazi oğlu vardı o içimi daha çok yaktı...

Ancak,

orda ki köylüler artık haram yemeyi bırakmalı,

Helâl kazanmanın yollarını aramalıdırlar...

Bizim gibi elektrik faturası ödeyip,

Vergili mazottan almalıdırlar...

Tek çareleri,

tek seçenekleri bu...

Sağlıcakla kalın...