“Dünya batacak mı?”

Korku bu…

*

“21 Aralık’ta ya dünya batarsa?”

*

Peki 21 Aralık’ta batmayıp,

23 Aralık’ta batarsa ne yapacaksınız?

*

Hadi bunu geçelim…

*

Türkiye şartlarında insanların yaş sınırı 60- 65

*

50 yaşındaki birinin 10 yılı,

45 yaşındaki birinin 15 yılı kalıyor.

*

Küçüklerinki biraz daha fazla…

*

Etliyle- sütlüye karışmadan,

ölme ihtimalimiz ise yüzde 35…

O zaman demek ki, ölüm her an kapıda…

*

Kabir yakın…

Kaç yaşında olursanız olun…

Dünya batsa da, batmasa da…

*

Sen,

Yoldan geçen kediye tekme at…

Sokak köpeğine bir tas su verme.

Keçiyi kes,

Koyunu kes,

Danayı kes,

Balıkları öldür,

Domuz öldür.

Karıncaları ez…

Sonra,

sonra çık,

“Dünya batacak mı” de…

*

“Efendim kurban Allahın emri”

Bişey demedik…

Sadece varlıklardan bahsediyorum…

Yaşayan varlıklardan…

*

Sen,

sokakta yaşayanlara kafanı çevir,

Hastası olana bakma.

Koca dayağı yiyene “bana ne” de.

Haksız yere cezaevinde yatanlara alkış tut.

Sonra,

Sonra çık,

“Dünya batacak mı?” de…

*

Suriye’de ölenlere sessiz kal,

Filistin katliamına aldırma,

Doğu’daki ölen askerlere üzülme,

Sonra,

Sonra çık,

“Dünya batacak mı?” de…

*

Denizi kirlet,

Suyu,

Toprağı zehirle;

Sal tüm dumanını ozon tabakasına,

Sonra,

sonra çık,

“Dünya batacak mı?” de..

*

Salyalı statükocular deseler ki,

“Dünya batmayacak, var mısın parasına iddiaya?”

Batsa da, batmasa da kaybeden “ öleceğiz” diyen olur…

Çünkü,

Dünya yok olursa parasını alamaz…

Ya batmazsa?

O zamanda karşısındaki afiyetle yer parayı…

*

Ölümden önce şunu getirmeli insan aklına,

“Adaleti sağlıyor muyum?”

“Kul hakkı yiyor muyum?”

“Zulüm yapıyor muyum?”

Bunlara bakılmalı…

*

Ölmek, “mazlum” için bir ödül,

“mağrur” için zindan olabilir.

Kıyamet ise kısa yoldan vesile…

*

Sağlıcakla kalın…