Makale:
Geçtiğimiz hafta bir haber vardı…
 
“28 Şubat tutukluların makam araçları alındı”
 
*
 
Aileler itiraz etmiş hemen,
 
“Kapımızın önünden hangi hakla makam aracımızı alıyorsunuz?
 
Dikkat edin…
 
“makam aracımızı” diyorlar…
 
*
 
-Kimin makam arabası?
 
Kocanın mı senin mi?
 
 -Her ikimizin de
 
-Kocan nerde?
 
-Tutuklu…
 
-Sen ne yapacaksın makam arabasıyla?
 
-Alışveriiişşş…
 
*
 
Uzun zaman önceydi…
 
Bir ilçenin Ziraat Bankası Müdürü’nü,
 
resmi arabasıyla alışverişte yakalamıştım…
 
Diyeceksiniz ki “ne var ki bunda?”
 
Peki,  bu makam aracı şehirlerarası yolda,
 
100 KM yol kat edip gidiyorsa markete…
 
Bu da mı normal?
 
*
 
Neyse… Böyle bir şey gözlemlemiştim…
 
*
 
Makam aracı vazgeçilmezdir birileri için…
 
Evinden 50 metre mesafeli karşı binaya bile,
 
arabayla giden “kaymakamlar” vardır ilçelerimizde…
 
*
 
Vekil ve başkanların durumu ise  daha trajikomiktir.
 
Seçilmeden önce “su bulamasalar” bile,
 
kendi araçlarının camını “tükürüp silerler”
 
Amaç, “halka görünmektir”
 
Seçildikten sonra “siyah cam” takarlar araçlarına…
 
Neden?
 
Çünkü kızaran yüzlerinin görünmesini istemezler…
 
Yani amaç,
 
“halktan kaçmaktır”
 
*
 
Bir aşktır makam arabası…
 
Sevgiliden daha öte bir şeydir…
 
Ayrıca,
 
statükonun halka karşı uyguladığı bir “gösteriş” aracıdır…
 
*
 
Velhasıl-ı kelam…
 
28 Şubat tutuklularının ailelerini eleştirmek boş…
 
Makam arabası ile gezmek pek bir hoştur…
 
-
 
Sağlıcakla kalın…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner118

banner113