Makale:
Yasama…
Yürütme…
Yargı…
Bu üç kuvvet ayrı olmak durumunda…
Ancak…
Kuvvet sadece yargıda olursa,
o zaman ne yapacaksınız?
‘Cumhurbaşkanı’nı değiştirebilirsiniz…
‘Meclis’i yenileme şansınız var…
Peki,
‘Atanmışlar’ zulüm yaparsa?
Değiştirebilir misin?
Ya da
Ne kadar sağlıklı bir şikâyet merciiniz olabilir?
*
‘Ergenekon’dan tutuklanan bazı kişiler şunu diyor:
“Ne ile suçlandığımızı dahi bilmiyoruz”
Her ne kadar böyle deseler de,
İlk ifadeleri emniyet müdürlüğünde alınıyor.
“Konuşmazlarsa” savcılıkta “konuşuyorlar”
Başka bir açıdan,
“seslerini duyuruyorlar.”
Kendilerine haksızlık yapıldığını iddia ediyorlar,
geçmişte yaptıkları haksızlıkları unutarak…
*
Başıma gelen haksız yere “tutuklanma meselemi” yazılarımda çok dillendirdim.
Olmuş bitmiş bir olay.
Ancak,
O kadar kanunsuz ki, başka zulüm görenler adına da yazıyorum.
Mahkemeye çıkmadan(hadi mahkemeyi geçelim), Karakolda ifadesi alınmadan, savcının karşısına çıkmadan, bir insan direkt cezaevine atılabilir mi?
Ulusal basında da, yerel basında da, çelişkiler kitabımda da bu olayı yazdım.
Kimse görevini yapıp “nerdeymiş bu kanunsuzlar” dedi mi?
Demedi…
O dönem Kastamonu’daki avukatım bana şunu demişti.
“Yargıtay’dan davanın bozulması ile ilgili karar çıktı ama yine de bu işin peşini bırakalım.”
Neden? Diye sorduğumda ise:
“Bu hâkimle her zaman karşı karşıya geliyoruz, bizim açımızdan sıkıntı olur”
Demek istediği şey aslında şuydu:
‘Başka kişilerden aldığı davalar’ vardı ve bunlara ‘benim şikâyetçi olacağım’ hâkim bakıyordu.
Yani,
bir mağdur haklı da olsa, tuttuğu avukat suç isnat edilen hâkimle karşı karşıya gelmemeliydi…
Dolayısıyla hukukun o dönemlerde ki bu yapısı şimdikinden daha mı iyiydi...
*
insanların mutluluğu için,
korku imparatorluğu yıkılmak zorundadır.
Haklıların konuştuğu; hırsızların, çetelerin, işkencecilerin sustuğu döneme girmek zorundayız.
Bunu başarabilmek ise, dürüst kişilerin yasama organına talip olmasına bağlıdır.
Bir söz vardır,
“Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar”…
Aslında şu da doğrudur:
“İnsan korktuğu için değil, kaçtığı için korkar”…
Artık kaçmayı bırakalım, yönetimde görev alalım.
Böyle yapalım ki,
çıkacak olan kanunlar “mağdurun” hakkı için düzenlenebilsin.
yoksa geçmişi unutanların hergün, "kuvvetler ayrılığı" deyip,
kendi kuvvetlerini yaşatma çabasına seyirci kalmaya mahkum oluruz.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner118

banner113