Üçünü neden bir araya getirdim?

söyleyeyim,

Çünkü biri açılımda var ikisi yok.

Önce açılımdan yana olandan başlayayım...

*

Kadir İnanır...

Şov programlarına çıkmaz.

sohbet programlarına,

magazine çıkmaz...

kıytırıktan juri üyeliği falan da yapmaz...

*

İnanır, ekrana çok gözükmeyen,

kendisini gündemde tutmak için çaba sarf etmeyen,

ihtiyacı da olmayan birisi...,

*

Tutmuşlar buna demişler ki,

"ülkemiz için bir fedakarlık yapacaksın,

var mısın?"

"varım" demiş...

Bunun yanı sıra Hülya Koçyiğit'e de sormuşlar,

"var mısın?"

"varım" demiş o'da...

*

Ahmet Taşgertiren'e,

Fehmi Koru'ya,

Orhan Gencebay'a,

Mustafa Kumlu'ya sormuşlar

onlarda "varız" demişler...

*

Peki, kimler "yokuz" demiş,

Kemal Kılıçdaroğlu

Devlet Bahçeli...

*

Bu süreçte yoksalar eğer,

karışmıyorlarsa,

o zaman kim karışacak?

Kadir İnanır'mı?

*

Bakın,

hükümetin yaptığı tam olarak doğru olmayabilir.

Biz biliyoruz ki "yanlışları da" var...

"Bunlara Kadir inanır,

biz inanmayız" derseniz,

argümanlar ortaya koymanız gerekir.

*

Yaklaşık üç aydır şehit cenazesi gelmiyor...

*

Tabutlar geldiğinde çatışma bölgesinden,

hükümet yetkililerini taşlıyor,

linç etmeye kalıyorsunuz.

Gelmeyince de,

"APO'ya teslim olundu" diyorsunuz...

*

Kadir İnanır'a bırakacağınıza barışı,

seçilmiş olarak sizler,

alın biriniz arkanıza "ülkücü gençliği"

yapın Diyarbakır'a sevgi turlarını.

Diğerinizde alın yanınıza TGB'yi...

başlatın sevgi yumağını...

*

Çok mu zor birlikte karnaval şeklinde ,

sevgi ve hoşgörü ortamını oluşturmak...

*

Haklı olarak diyeceksiniz ki,

"Onlar bizim askerimizi, polisimizi öldürdü"

Haklısınız...

Bin defa, yüz bin defa haklısınız...

Yüz bin defa haklıyız...

*

Ama

ama şunu iyi bilmeliyiz,

Siz, biz ölürüz "kaybımız" olur...

onlar ölür "kayıpları" olur...

*

Ancak,

ancak ortamı kaşıyan ve nemalanan zihniyet

terörü devam ettirdikçe tek bir kaybı,

evet,

"tek bir kaybı dahi olmaz"