Bir önceki yazımda 3 soru sormuştum.
ve cevaplara göre;
"İmralı" ile ilgili düşüncelerin
ortaya çıkacağını ifade etmiştim.
*
Önce 1. soruya bakalım,
"Doğuya gitmemek için torpil yaptırır mısınız?"
bunun cevabı "evet"se,
siz kesinlikle, "İmralı görüşmelerinden yana" olmalısınız.
"hayır" ise,
"Terörü savaşarak bitirilebilir, bunun için evladımı
feda ederim" düşüncesinde olmakla beraber;
"görüşülmesin" diyebilir,
"biz ölüyoruz ama başkası ölmesin, 'görüşülsün'" de,
diyebilirsiniz.
*
2. soru
"Görüşmelere kızar mısınız?"
cevabı 1. soruda verdiniz.
"evet" derseniz kızmamanız,
"hayır" derseniz kızmanız gerekir.
*
3. soru
"Torpil konusu geçtiğinde 'halet-i ruhiye'niz ne olurdu?"
yine 1. soruda cevapladınız.
ilk duyduğunuzda sevinirseniz,
her şeye rağmen çocuğunuzun terör bölgesine gitmesini,
çatışmalara katılmasını istemezseniz;
siz "görüşmelerden" yana olmak zorundasınız.
yok eğer "hayır" diyorsanız,
mücadelenin silahla devam etmesinden yana olmakla beraber,
yine bir açık kapı bırakma ihtimali ile,
silahların görüşme yoluyla susmasını isteyebilirsiniz.
*
1. soruya yani torpile "hayır" diyenlerin "sınırsız cevap hakları" varken,
"evet" diyenlerin bir cevabı vardır:
"bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın"
*
Bir kısım siyasetçilerin ve ortam kışkırtıcıların ise,
"evet" demelerine rağmen,
başka argümanları da vardır.
Hem çocuklarını o bölgelere göndermezler,
hem de,
herkesten daha milliyetçi olma özelliklerini taşırlar(!)
*
Sonuç itibariyle,
1. soruya bağımlı olarak,
"hayır" demek feda etmekken kendimizi...
"evet" ise,
halk için ölümden kaçış,
ortam kışkırtıcıları için hem ölümden kaçış,
hem de ranttır...
--
sağlıcakla kalın