Makale:
Tam “darbe içerikli yazıları” bırakayım diyorum,

ortaya “tak” bir şey çıkıyor.

Yazmayayım diyorum,

başka şeylere yoğunlaşayım,

“çiçek” yazayım,

“böcek” yazayım diyorum,

olmuyor…

*

Bu kez de bana yazdıran bir general eşi,

kocası “balyoz” tutuklusu…

geçtiğimiz gün bana bir CD bıraktı,

inceledim…

İçeriğinde,

darbe belgelerinin sahte olduğuna dair bilgiler vardı.

Cd’yi kimin hazırladığı belli değil.

Konuşma yok,

sadece “yazılar” ve “müzik” var…

*

CD’yi ciddi şekilde inceledim,

bölüm bölüm hazırlanmış,

“balyoz” diye tabir edilen seminerin TSK tarafından yapıldığı,

ve meşru olduğu anlatılmış.

*

Polisin elindeki delillerinde

“İmza ve yazı makinesi” kullanıldığı,

belgelerin kopyala- yapıştır şeklinde hazırlandığı,

ABD’den yetkilerinde bunu doğruladığı,

İftira atıldığı belirtilmiş…

*

Geçmiş zaman katıldığım,

Ankara’da bir dernek toplantısında da,

başka bir general eşi buna benzer ifade kullanmıştı.

Sonuç itibariyle,

subay eşleri kendilerine “haksızlık yapıldığını” iddia ediyorlar.

*

Benim CD’de en çok dikkatimi çeken,

TSK hakkında net ifadelerin olması.

Mesela,

“Hiçbir subayın kendi uçağını düşürmeyeceği”

içeriğinde de “subayların meslek birliği içinde olduğu”,

ve “birbirlerini koruduğu” ifadesi…

Bu söz iddialı bir sözdür…

Neden?

Bu memlekette bir zamanlar genelkurmay başkanı yerlerde sürüklendi,

“Sallıyorsun” diyorsanız söyleyeyim,

Yıl 1960…

Genekurmay Başkanı Rüştü Erdelhun…

Tekmelenerek götürüldü…

Hem de “darbeci teğmenler” tarafından…

*

Şimdi,

şimdi ise bazıları,

“askerden yanlış çıkmaz” diyor…

*

Çıkar efendim,

askerden de yanlış çıkar,

polisten de,

doktordan da,

müteahhitten de…

Gazeteciden de…

*

Bu memlekette hiç darbe olmamış gibi davranamayız,

12 Mart’ı,

27 Mayıs’ı,

12 Eylül’ü,

28 Şubat’ı,

(“12 Eylül gerekliydi” diyebilirsiniz, o tartışılır)

Bu darbeleri “tapu kadastro müdürü mü” yaptı?

Tabi ki hayır…

Peki, kim?

İhanet içindeki “darbeci askerler”…

Asker selamını kutsamanın,

Halka, esas duruşu yaptırma isteğinin sonucu bunlar…

*

Adnan Menderes’i bu memlekette,

Demirci Hasan, Bakkal Hüseyin, Öğretmen Ali asmadı,

yine “dalalet” içerisinde olanlar yaptı bunu…

*

Diyeceğim şu ki:

sayın paşa eşi;

size saygı duyuyorum, inanın bana…

Ama sizde halkı anlayın biraz,

çünkü bu halk, darbeler yüzünden çok acı çekti.

Bankaları soyuldu bu halkın,

gelecekleri yok edildi.

3. sınıf vatandaş olarak yaşadılar hep…

Haklı olabilirsiniz.

Belki de eşiniz suçsuz.

Ama halka kızmayın “tepkisiz” diye.

Çünkü, o tepkisizliğin sebebi yine darbecilerdir…

Eğer halk sessizse bunu onlarda değil,

Kanunsuzluğu yapanlarda arayın…

Esenkalın…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner118

banner113