“Bir sanatçının tırnağına değişmem”
Evet “tırnağına”…
Siyasetçi mi? Sanatçı mı?
sorusuna cevabımdır…
*
Sanatçı olmak kolay değil…
Her kişinin harcıda değil…
Ancak,
Yüksekte durmak,
yükseğe çıkmak kadar da zordur.
*
Ünlü bir sanatçı olabilirsin.
Ama
“Vali oldun, Adam olamadın”
misali duruma da düşmemelisin.
Halk için yapmalısın sanatı.
Öyleyse,
Herkese küfür etmek niye?
Hadi siyasetçiyi geçelim…
Normal vatandaşa niye?
*
Siz kızmıyor musunuz (ulusalcılar), Tayyip Erdoğan’a,
“Ağzı bozuk” demiyor musunuz?
O da kendi dalında otorite,
gelmiş geçmiş başbakanlar içerisinde en başarılısı…
Ee o zaman?
“Başarılı olanlar eleştirilmeyecek” diye bir kural yok…
Çünkü sizde başarılı kişileri eleştiriyorsunuz…
Hayatını eğitime, halka hizmete adamış,
Bediuzzaman’a küfür etmiyor musunuz?
Nobel Ödülü alan,
Orhan Pamuk için ağza alınmayacak küfürler etmiyor musunuz?
*
Başarılı doktorlar,
Başarılı askerler,
Başarılı gazeteciler içeride…
“Bunlar başarılı” diyerek,
haklarında iddia edilen suçlar örtülsün mü?
*
Neyse,
Şahsıma “Sanatçı düşmanı” yaftası takılmasına az kaldı.
O yüzden konuyu fazla uzatmak istemiyorum,
Ama beni eleştirenlere son cümlelerim…
*
SSCB yani eski Sovyetlerde,
“Cumhuriyetçi sanatçılar” konuşamazdı…
Suriye’de,
Tunus’ta, Fas’ta, Cezayir’de hâlâ konuşamıyorlar…
Neden?
Çünkü “özgürlük” istiyorlar…
Yani suç işliyorlar(!)
Dünyanın her yerinde sanatçılar “özgürlük” ister.
Durum böyleyken Türkiye’dekilere bakıyorsun,
Jakobenlik için,
Faşizmin gelmesi için çabalıyorlar.
Mesela,
Bedri Baykam sanatçı…
Ama halkçı mı?
Mesela,
Fazıl Say sanatçı…
Ama halkçımı?
İşte sorun burada….
*
Görüşü ne olursa olsun,
tüm sanatçılara saygım sonsuz.
Ama “halk sanatçısı” olmaları kaydıyla…
Sanatçı; halkı ezmek, ezenlerden yana olmak değil,
“‘Halk’a küfür edenlere” karşı durmaktır.
Esen kalın…