19 Mayıs törenleri iptal mi?

Hayır...

Peki , yapılmak istenen nedir?

Tek kelime yeterli olursa söyleyeyim:

“Tabu” yıkmak...

Başka bir ifadeyle,

Resmi törenleri, halk törenlerine çevirmek...

*

“Akşam vakti tırnak kesilmez”.

“Çöpte cinler yaşar”

“Merdiven altından geçilmez”

“Parmakla mezar gösterilmez”

“13 rakamı uğursuzdur”

Bunları neden yazdım?

Oraya geliyorum...

Bazı gelenekleri din,

gerçek dini ise hurafe zannederiz...

Alışkanlıklarımız, gerçeklerle çelişir çoğu zaman.

Gerçeğe karşı acımasız olur,

saçmalıklarımızı ise cesaretle savunuruz.

*

19 Mayıs’ı tabulaştırdığımız gibi...

“Dokunan yanarmış” gibi...

O’nun ruhunu anlamak yerine, bedenine bakarız...

Derste olması gereken çocuklara 2 ay,

kış demeden, soğuk demeden prova yaptırırız...

Sonuç;

Yürüyen bedenler, düşünmeyen zihinler...

*

Sorun bakalım 19 Mayıs törenlerine katılan çocuklara,

“Ne hissediyorsunuz törenlerde?” diye..

Çoğu” üşüyoruz” ya da “acıktım” diyecektir...

*

Birde sorun bakalım, “19 Mayıs töreni istiyoruz” diyenlere,

Deyin ki,

“Siz çocuklarınızı kaç defa çıkarttınız Arenaya?”

Anadolu çocuklarından bahsetmiyorum.

Onlara sormayın...

Etilerde bardan çıkanlara, totaliter baronlarına sorun.

Kaçı yollamış çocuğunu o törenlere?

*

Neye benziyor biliyor musunuz yaşadıklarımız?

Bedelli ve vicdani ret olayına...

“‘Vicdani ret’e karşıyız” diyenlerin,

Koşa koşa bedeldi askerlik yapmalarına(yapmamalarına) benziyor...

Sanki arada fark varmış gibi...

*

Şimdi bağırıyor bazıları,

“19 Mayıs’ımız elden gidiyor” diye..

Bir yere gittiği falan yok.

Bu milletin yaşanmış değerlerini hiçbir hükümet yıkamaz.

Ancak, bu değerleri yıkmayalım çabasına girerek,

çocuklarımıza zaman kaybı yaşatmanın da faydası yok...

*

19 Mayıs’ın ruhunu anlayalım,

23 Nisan’ı anlayalım,

ama bunu parmak kadar çocuklara eziyete çevirmeden yapalım...

----

Not: Okullarda “nöbetçi öğrenci “ uygulamasına da karşıyım,

yani ders saati, öğretmenlere çay dağıtması işine...