Tarihler 1996’yı gösteriyordu...
Osman Özbek küfür etmişti...
Hani şu Tuğgeneral...
Hani şu “askerim” deyip de,
Siyaset yapan zat...
Hatırladınız mı?
“Erbakan pe....”demişti...
*
Şimdi...
Şimdi Erbakan’a ‘küfür etmenin’ cezasını çekecek...
*
O dönem,
Çevik Bir benim için mahkemeye,
“yargılamaya gerek yok,
atın bunu cezaevine” yazısı göndermişti.
O da cezasını çekiyor...
*
Gata’da bir Yüzbaşı’nın kanser olan karısı dışarı atılmıştı.
Bunu yapanlarda çekecek cezalarını...
*
Hepsi hesap verecek.
Peki, biz seviniyor muyuz bu olanlara?
Hayır...
Bilakis üzülüyoruz.
*
“Ama onlar göbek atıyorlardı...”
Olsun...
Biz yine de sevinmeyeceğiz.
*
Neden?
Neden sevinmeyeceğiz?
Söyleyeyim:
Çünkü biz; halkın parasıyla silah alıp,
halka silah doğrultmadık,
“İşkence yapmadık biz kimseye”
İşkenceyi sadece filmlerde gördük,
bir de bize yapılırken...
*
Evet, Erbakan’a küfür etmişti birileri...
Nedeni sizce Hoca’nın “dindar” olması mıydı?
Hayır ...
Peki neydi?
Tabiî ki “İsrail düşmanı” olması...
*
Rahmetli Erbakan bugünleri görseydi üzülürdü.
“Yazık, bırakın bunları” derdi...
Merhametliydi çünkü...
Ama yok...
İsteseniz de geri getiremezsiniz artık...
*
Vural Savaş’a birgün sordum:
“Erbakan nasıldı?” diye
“Erdoğan’a göre iyiydi” dedi.
Hatta “Milli Gazete’ye röportaj verdiğini” söyledi...
Sonradan pek sevmişti Erbakan’ı...
*
Diyeceğim o ki;
“28 Şubat zorbacıları!
Sizin için 'Kuzu' gibi olan,
partisini kapattığınız Erbakan'ı,
çok arayacaksınız çok!..”
---
Sağlıcakla kalın...