Makale:
 
Hayatımda iki gazeteci beni etkiledi.
biricisi Emin Çölaşan,
ikincisi M. Ali Birand...
"nedir bu etki alanları?" derseniz,
Çölaşan'ın "haber yazma tekniği"
Birand'ın ufkunun geniş olması...
*
İyi bir Emin Çölaşan okuruyum.
Yazılarını büyük bir dikkatle takip ederim...
Kendisi ODTÜ mezunu olmasına rağmen,
yazı sitili her kesime hitap etmekte,
anlaşılır ve sade bir dille yazılmakta...
*
M. Ali Birtand ise,
kendisini geliştirmiş,
empati becerisi oldukça yüksek,
insan ilişkileri mükemmel biri...,
*
Bu iki birbirine zıt insanı örnek almam,
onları yan yana getirmem belki saçma olabilir.
ancak toplumu motive eden unsurlar varsa içinde,
kulak arkası etmemek gerekir.
ikisini de anlamaya çalışmak bu bakımdan elzemdir.
*
M. Ali Birand tahriklere gelmeyen,
doğru bildiğini açıkça ifade eden birisiydi,
Çölaşan'ın sürekli gündeme getirdiği gibi,
"birilerinin adamı"
"her iktidarın yalakası olmadı"
aksine iktidarı uyaran,
Müesses Nizam'a kafa tutan bir adamdı.
*
Peki Çölaşan?
yazı tekniği ve ikna kabiliyeti mükemmel,
alanında bir numara olan bu yazar,
şimdiye kadar birilerinin adamı olmadı mı?
Darbeci terör örgütlerinin baskılarına boyun eğip,
onların postallarını yalamadı mı?
Ayrıca, bugün yerden yere vurduğu
Aydın Doğan'ın bir zamanlar gözbebeği değil miydi?
*
Bir dönem patronuyla beraber postal yalayan Çölaşan,
bugün askeri eleştiriyor,
neymiş efendim "hükümetin emrine girmişler"
kimin emrine gireceklerdi,
Et Balık Kurumu Müdürü'nün mü?
*
Çölaşan, postal sevdasından şu an için vazgeçti,.
eski patronu Aydın Doğan ise;
o da postalı bıraktı,
şu anda kösele ayakkabıları okşuyor...
Neyse bırakalım Doğan'ı şimdi...
*
M. Ali Birand ve Çölaşan iki ayrı kutuptu,
kimse bunları bir araya getirmek için çabalamadı,
"gelin barışın helalleşin" diyen çıkmadı.
*
Çölaşan birine düşman olursa asla barışmayan,
kin tutan birisi...
Melih Gökçek'le olduğu gibi,
Barlas'la,
Özal'la olduğu gibi...
*
Rahmetli Türkeş bir gün şöyle demişti,
Barlas ve Çölaşan kavgası için,
"İkisi de değerli yazarımızdır, kavgalarından üzüntü duyuyorum"
bir zamanlar komünistlere meydan okuyan bu lider,
barış ve sevgi mesajı vermişti...
Nazım Hikmet'in şiirini bile okumuştu...
*
Tartıştığı kimseyle barışmadı Çölaşan,
egosuna hep yenik düştü.
hiç özeleştiri yapmadı...
*
Dedim ya
iyi bir Emin Çölaşan okuruyum
hem de çocukluğumdan beri,
Çölaşan okumasaydım eğer,
bugün gazeteci olamazdım.
*
Ve
 iyi bir Birand takipçisiyim,
eğer onu tanımasaydım,
sadece Çölaşan'ın yazı tekniği ile kalır,
halkı tanımayan birisi olurdum.
*
Evet dediğim gibi,
Çölaşan'ın yazı tekniğinden,
Birand'ın insan sevgisinden etkilendim.
ortaya da böyle yazılar çıkarmaya başladım...
*
Ancak üzülerek ifade ediyorum,
o etkilendiğim iki şahıstan biri artık yok,
M. Ali Birand...
sonsuzluğa uğurladık onu...
sevginin ve hoşgörünün sembolünü...
Allah rahmet eylesin...
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner118

banner113