Olur efendim…
Cami bahçesine;
Bırakın “cemevi”ni,
“Havra” bile olur…
*
“Uçmuşsun sen”
Hayır, hiç de uçmadım…
*
Caminin altında “market” yok mu?
*
-Ayşe Teyze camiye gidiyorum isteğin var mı?
- Kızım 1 kg domates çay ve şeker al…
- Tamam teyze…
*
- Amca nereye gidiyorsun?
- Fatih’teki camiye… Hanım sipariş verdi, yağ bitmiş…
*
-Merkez Camii’ne gidiyorum…
-Tamam yeğenim ben de karşı camiye geçeceğim.
- Kalem defter alacağım, sen de deterjan al…
*
“Ankara’nın bağları da, büklüm büklüm yolları…”
Bu ne?
Caminin altında çalan türkü…
*
Oyun havasıyla camide alışveriş yaparsan, sorun yok…
Ama, yanında cemevi olursa problem…
*
Sen ibadethanenin yanına medrese yapacağına…
Kültürel aktiviteler için salon yapacağına…
Git “Dükkan inşa et”
Sonra…
Sonra İsrail’in kolasını, çikolatasını, gofretini sat…
*
Bir kısım vatandaş oyun havası eşliğinde alışveriş yaparken,
diğer vatandaşlarda bahçede Cuma Namazı kılsın…
*
Osmanlının camiye bakış açısını inceleyin…
Etrafına neler yapmışlar?
*
Bir tane Osmanlı camisi gösterin,
dini ticarete alet etmiş…
Varsa…
O zaman “Ankara’nın bağlarını” buyurun…
Beraber dinleyelim…
-
Sağlıcakla kalın…