“Öcalan’la pazarlık yapılıyor”
“AKP teröristle ne konuştu?”
“Açılımın amacı ülkeyi bölmek mi?”
“Siz memleketi satıyorsunuz!”
“Terörist kankası AKP!”
*
Sırala sıralabildiğin kadar…
Her gün bir açıklama…
Her gün Ak Partiye karşı kin, nefret…
*
Daha önce ne diyorlardı?
“Şehit cenazelerinin sebebi AKP”
“Bu ölümleri gör Erdoğan!”
“Nereye kadar müsaade edeceksiniz şehit gelmesine?”
“Her gün askerimizi öldürüyorlar, gömün sandığa AKP’yi!”
*
Ey muhalefet!
O zaman, “şunu yap”, de onu yapsın hükümet.
*
Operasyon yaparsak askerimiz ölecek…
Yapmazsak ülke bölünecek…
İkisine de itirazınız var…
*
Ne yapalım o zaman?
-Öldürelim, ölelim mi? Yoksa masaya mı oturalım?
-Tabiki öldürelim…
- Sen gider misin?
- Giderim…
-Hadi git.
-IIıııı….IIııı… Ben öyle demek istemedim…
*
Uydurmuyorum...
MHP’li arkadaşıma sordum.
Dedim ki,
-Bu sorun nasıl çözülür?
-Tek çare savaşmaktır…
-Peki, sen çocuğunu gönderir misin?
-Göndermem…
*
Bahçeli, “öldürelim” diyor ya…
Ben de diyorum ki “buyurun beraber gidelim”
Sen de olmasan ülke bir şey kaybetmez,
bende olmasam… Ne dersin?
*
Bir de sosyete ağzımız var…
Eğlence çıkışı gazetecilere demeç verir bunlar:
“Tek çare savaşmaktır” derler…
*
Sen; Etiler’de, Şişli’de bar çıkışı,
“memleket elden gidiyor, savaşalım” de…
Sonra…
Sonra Kasap Ali’nin, Bakkal Mehmet’in oğlunu gönder ölüme…
*
Sonuç itibariyle şunu demek istiyorum…
Adil şekilde gönderecekseniz ölümlere bizi…
Buyurun kan dökmeye; ölmeye, öldürmeye devam edelim…
Korkuyorsanız ölümden…
O zaman bırakın Tamirci Ali’nin, Hamal Veli’nin çocuklarını, onlarda yaşasın…