Bir bayrama daha girdik…
Yüzyıllarca olduğu gibi…
*
Eski bayramları hatırladım birden…
*
Küçüklüğümüzde…
Kart alır,
Bir hafta önceden yazardık sevdiklerimize…
O kartta misk-i amber kokusu,
aşk kokusu vardı…
Sevgi vardı…
*
Özlem vardı hayatınızda…
Şimdiki gibi saniyede ulaşamazdık sevdiklerimize…
“Emek isterdi” kavuşmak…
*
Dedelerimiz ayrı bir güzellikti…
Bembeyaz sakalları,
pamuk gibiydi…
sakal okşayan miniklerimiz vardı…
tatlı mı tatlı, bakışlarıyla…
*
Ramazanda zengine iftar vermez,
Kurbanda ihtiyacı olmayana pay vermezdik…
*
Evet…
bir başkaydı eski bayramlarımız…
*
Kesilen kurbana üzülür,
ağlardık…
Hayra vesile olacağı için de,
kelepçe vururduk hüznümüze…
*
Kestiğimiz kurbanın “nasıl ızgara olacağını” düşünmez,
“hangi fakire derman olacak” o’na bakardık…
*
“Şeytana taşlamaya” fazla zaman ayırmaz,
İbadete vakit bulurduk…
*
Evet, nasipse gelen bayramı yaşayacağız…
Bu vesileyle…
Fakiri kollayan,
mazlumdan yana olan,
adaleti adaletçe dağıtan,
ülkesine bağlı,
vatanını ve milletini seven herkesin,
Mübarek Kurban Bayramı’nı kutlar;
Sağlık ve esenlikler dilerim…
-
Hoşçakalın…