Önce kızıyordum,
bu kadar hafriyatın içerisinde “1 Mayıs kutlanır mı?” diye,
yazımda da dile getirmiştim,
“Taksimde 1 Mayıs kutlanması sakıncalı” diyerek,
meğer yanılmışım…
*
Bakıyoruz şu anki Gezi Parkı gösterilerine,
ölen yok…
Demek ki son 1 Mayıs kutlaması burada yapılabilirdi…
*
Şunu da gözlemledim gösterilerde;
genelde hükümete yönelik demokratik tepkiler vardı.
Tabii Ergenekon davasından kinlenen kişiler ayrı…
*
Bir gözlemimde…
Polis, ayakta duran şahsa;
elinde Molotof,
silah, bıçak, taş olmayan;,
sadece ayakta duran kişiye gaz sıkıp
metrelerce öteye atmasıydı…
*
Acaba,
Polis masum insana daha mı çok yükleniyor?
*
Aklıma yaşadığım bir olay geldi:
Bir karakolda,
adı “vurdu kırdı”ya çıkan şahıs,
Karakolda bacak bacak üstüne atmış, komiserle konuşurken,
diğer tarafta elinde “evrakla” iki büklüm olmuş bir köylü,
“Komiserim özür dilerim, bir sorunum var da” derken,
titrediğini gördüm…
*
Başka bir zaman,
Hâkim karşısında masumun titrediğini,
mağrurun dayılık yaptığını da gördüm…
*
Demek ki, korkuyorsan eğer suç işlemekten,
Polisten de korkuyorsun…
Ama suç makinesiysen,
Ne polisten ne de hâkimden korkuyorsun…
*
Velhasıl-ı kelam,
Gezi parkı olayında amaç, demokrasi istemekse,
Dün Suriye’de savunduğum gösteri yapan halkı,
Türkiye’de de savunurum…
*
Ancak bugün “polisten dayak yiyoruz” diye şikâyet edenler,
Sokaklara çıkanlar,
ülkeyi istemeden de olsa darbeye götürürlerse,
Bu gün polisten dayak yer, yarın askerden…
Değişen bir şey olmaz yani…
--
Hür kalın